AB de internet yasaklarına karşı

Avrupa Birliği Türkiye’nin tam üyeliğine ilişkin 2010 İlerleme Raporu’nu yayımladı. İlerleme raporunda Türkiye’nin genel anlamda aşama kaydettiğinin altı çizilirken temel mevzuat konusunda AB ile aykırılıkların bulunduğuna da işaret ediliyor. İlerleme Raporu’nun Bilgi Toplumu ve Medya konulu başlığına ilişkin

“İnternet siteleri sıklıkla yasaklanmakta olup, bu yasaklar kapsam ve süre bakımından orantısızdır.
Atatürk Aleyhine İşlenen Suçlar Hakkında Kanunu ihlal ettiği öne sürülen bazı videoların
yayımlanmasının ardından, Mayıs 2008 ile Kasım 2010 arasında Türkiye’den Youtube’a resmen
erişim sağlanamamıştır. Video paylaşım sitesine dair diğer davalar sürmekte olup, başka ana
internet portalları yıllardır yasaklıdır. İnternete ilişkin 5651 sayılı Kanun, ifade özgürlüğünü
sınırlamakta ve vatandaşların bilgiye erişimini kısıtlamaktadır.” ifadelerine yer alan raporda düzenlemelere karşılık hala telekom sektöründe rekabetçi pazar şartlarının oluşamadığının altı çiziliyor.

İŞTE 2010 AB İLERLEME RAPORU’NUN BİLGİ TOPLUMU VE MEDYA BAŞLIĞINDAKİ DEĞERLENDİRMELER

Elektronik haberleşme ve bilgi teknolojileri alanında ilerleme kaydedilmiştir. Düzenleyici
kuruluş (BTK), Kasım 2008’de 5809 sayılı Elektronik Haberleşme Kanunu’nun kabul edilmesi
sonrasında, özellikle yetkilendirme, spektrum yönetimi, erişim ve arabağlantı, numaralandırma,
numara taşınabilirliği, kullanım hakları ve tarifelerle ilgili olarak AB çerçevesiyle uyumlu
yönetmelikler çıkarmaya devam etmiştir.
BTK, 2010-2012 için sektörün üç yıllık perspektifini ortaya koyan bir stratejik plan oluşturmuştur.
BTK Kurul Kararlarının internette yayımlanması düzenleyici kuruluşun şeffaflığı ve hesap
verebilirliği adına önemli bir gelişmedir.
Bununla birlikte, birincil mevzuat ve uygulama yönetmelikleri henüz AB müktesebatıyla tam
olarak uyumlaştırılmamıştır. Yetkilendirme işlemleri, düzenleyici kuruluşa yasal belirsizliğe
neden olabilecek bir takdir yetkisi tanımaktadır. Piyasa incelemesi süreci, özellikle erişim
koşullarında operatörlerene zaman ve nasıl yükümlülükler yükleneceği konusundaki takdir
yetkisini düzenleyici kuruluşa bırakarak, yetersiz bir biçimde oluşturulmuştur. Ayrıca, Çerçeve
Yasa, düzenleyici kuruluşun şeffaflığının ve bağımsızlığının temin edilmesi için gereken koşulları
ve ortamı sağlamamaktadır. Bu fasılda katılım müzakereleri için en önemli hususlardan biri de
budur. Evrensel hizmet yükümlülüklerinin uygulanması AB Direktifi’yle büyük farklılıklar
göstermeye devam etmektedir.
Alternatif operatörlerin toplam geliri, telekomünikasyon sektörünün toplam gelirinin % 14’ünü
oluşturmaktadır. Sabit hatlı telefon hizmetleri rekabete açılmıştır. Bununla birlikte, alternatif
operatörlerin payı sınırlı kalmıştır. Sabit hatlarda numara taşınabilirliği konusunda ilerleme
kaydedilmemiştir. Sanal mobil ağ operatörü hizmetlerinin yetkilendirilmesi ve geniş bant
kablosuz erişim hizmeti operatörlerinin yetkilendirilmesi hakkında uygulama yönetmeliğinin
yayımlanması beklemektedir. Operatörlerden alınan iletişim ücretleri yüksek olmaya devam
etmiştir.
Bilgi toplumu hizmetlerine ilişkin olarak, yasal uyum bakımından sınırlı ilerleme kaydedilmiştir.
Türkiye, şartlı erişime dayanan veya şartlı erişimi içeren hizmetlerin hukuki korunmasına ilişkin
Avrupa Sözleşmesine taraf değildir. Elektronik İmza Kanunu, hâlâ AB Direktifi’ne önemli
aykırılıklar içermektedir. İnternet içeriği ve internet sağlayıcılarının çalışma koşulları hakkındaki
kanunun, ifade özgürlüğünü koruyan uluslararası standartlarla uyumlu olmadığı ve vatandaşların
internet erişimiyle ilgili haklarını kısıtlayabileceği anlaşılmaktadır. (Bkz. İfade Özgürlüğü)
TR 57 TR
Görsel işitsel politika konusunda, Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) Kasım 2009’da özel
yayıncılar için zaman sınırlamasını kaldıran ve Türkçe dışındaki dillerde 24 saat yayın
yapılmasına izin veren bir yönetmeliği kabul etmiştir. Bu Yönetmelik ayrıca altyazılı/ardıl çeviri
zorunluluğunu kaldırmış ve böylece canlı yayınların önünü açmıştır. Çocuklar için eğitim ve dil
eğitim programlarına ilişkin kısıtlamalar da kaldırılmıştır. Sonuç olarak, Türkçe dışındaki dillerde
yayın yapan radyo ve TV kanalı sayısı 15’e yükselmiştir (5 TV kanalı ve 10 radyo kanalı) ve bu
kanalların hepsi bölgesel yayın yapmaktadır.
Yayıncılarla istişare forumu, düzenli olmamakla birlikte, devam etmiştir. RTÜK Kırmançi ve
Zazaca konuşan yeni personel alımıyla izleme kapasitesini güçlendirmiştir. Ancak, şimdilik,
bütün yerel TV ve radyo yayınlarının izlenmesi, 1998 yılında imzalanan ve 2006 yılında
değiştirilen protokol doğrultusunda bölge emniyet amirliği izleme birimlerinin katkılarıyla
yürütülmektedir.
TRT, Ocak 2010’dan beri 7 gün 24 saat Türkçe canlı yayın yapan Euronews’e hissedar oldu.
Euronews Türkçe, TRT vasıtasıyla tüm Türkiye’ye yayın yapmaktadır ve tüm dağıtım ağlarında
mevcuttur. Ayrıca, TRT2 Euronews programlarını kullanmaktadır ve Türk internet hizmeti de
Euronews programlarının isteğe bağlı olarak izlenmesine imkan vermektedir.
Bununla birlikte, AB müktesebatına uyum açısından gelişme kaydedilmemiştir. Medya mevzuatı
Görsel İşitsel Medya Hizmetleri Direktifiyle uyumlu değildir. Mayıs 2010’da direktifin
uygulanmasını hedefleyen kanun taslağı TBMM’ye sunulmuştur. RTÜK frekans tahsillerini hâlâ
yenilememiştir ve yayıncılar fiili temelde karasal frekansları kullanmaya devam etmişlerdir.
Lisanslamada yaşanan kilitlenme, yayıncılık sektörüne zarar vermeye ve hem telekomünikasyon
hizmetlerinde hem de televizyon ve radyo yayınlarında sınır-ötesini kapsayan, parazit gibi teknik
sorunlara neden olmaya devam etmektedir. Komisyonun üye devletler için belirlediği hedefe
uygun olarak 2009 yılında Türkiye dijital yayına geçiş için bir yol haritası kabul etmiştir ve dijital
yayına geçiş bu sorunu çözecektir.
Yayıncılara uygulanan yaptırımlar ve yayıncılık yasasının bazı maddelerinin yorumlanması
kaygıya yol açmıştır. RTÜK, Haziran ayında, Ermeni meselesi hakkında konuşan bir yazarın
sözleri için kanala yayın yasağı getirmiştir ve bu da düzenleyiciye göre eleştiri sınırlarını aşmıştır.
Sonuç
Türkiye, elektronik haberleşme ve bilgi teknolojileri konusunda Türk mevzuatının AB düzenleyici
çerçevesine uyumu açısından ilerleme kaydetmiştir. Ancak, birincil mevzuat ve uygulayıcı
yönetmelikler henüz AB müktesebatıyla tam uyumlu değildir. Pazar gelişiminde, özellikle geniş
bant internet pazarında, bazı engeller devam etmektedir. Sektördeki rekabeti artırmak için,
düzenleyici otoritelerin bağımsızlığının ve etkinliğinin güçlendirilmesi gerekmektedir. Bilgi
toplumu hizmetleri ve görsel-işitsel politika konusunda çok sınırlı ilerleme sağlanmıştır ve
mevzuat uyumu konusunda erken aşamadadır. Bilgi toplumu ve medya alanında, Türkiye
yönetmeliklerin uygulanması ve daha fazla ilerleme için çabalarına devam etmelidir.

Daha Fazla Göster

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

Başa dön tuşu