Bilgi toplumu yolunda F ve Q sınavı

Taraf Gazetesi’nin 14 Mart tarihli QTUBE köşesinde yayımlanmıştır+++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++
Ülkemde, reyting canavarı onlarca köşe yazarı, populeritesi artan konular hakkında “engin” fikirlerini beyan etmek için fırsat kolluyorlar. Konu gündemden düşünce de unutuyorlar gidiyor. İşte bu kişilerin son günlerdeki malzemesi bilgisayar klavyesi.
Isıtılıp ısıtılıp önümüze konulan F ve Q klavye muhabbeti yine geldi soframıza.
Memleketimizde çözülmesi gereken o kadar sorun varken, 2013 bilgi toplumu hedefine ilişkin eksik kalmış, yapılması gereken onlarca şey varken.
Türkiye, Bilgi Toplumu Strateji’nde belirlediği eylemleri gerçekleştirmekten bile acizken yine önümüze klavye savaşları geldi. Reyting canavarları da bundan beslenmeye başladı.
Dil ve Edebiyat Derneği Başkanı ve AKP Genel BaşkanYardımcısı Ekrem Erdem, klavye sorunun ciddi anlamda çözülmesi gerektiğini yeniden keşfetmiş.
Bu konuda “teknolojinin türkçesi” sloganının yazımı ile yıllarca Türk Dil Kurumu’nun yazım kurallarına meydan okuyan, Türkçe’nin doğru kullanılması konusundan bihaber Vestel’den destek alınacağı ve ortak çalışacağı da belirtiliyor Erdem tarafından.
Umarım bu sefer, defalarca olduğu gibi geri adım atılmaz. Okullara alınacak bilgisayarlar için “F” klavye zorunluluğu konulup da sonra ihalelerde “Q” klavye de kabulümüzdür denilmez.
En azından bu sorunu halledersek bilgi toplumu yolunda sahip olmamız gereken sadece üç nal ile bir de at olur.
Defalarca yazıldı, çizildi. Özellikle de Yurtsan Atakan bu konuda yıllardır bir mücadele veriyor. Yine de konuyu özetlemek gerekirse;
İngilizce konuşulan ülkelerde “QWERTY” klavye icat ediliyor. Latin alfabesini temel alan harfleri kullanan diğer ülkeler de bu klavyeyi kendilerine göre değiştiriyorlar. Almanlar ve Fransızlar gibi. Türkiye’de de bizim kullandığımız ekstra harfler, dil yapısı ön planda tutularak, daha hızlı yazı yazılmasını sağlayacak olan F klavye düzeni yaygın kabul görür daktilo iktidarında.
Gel gelelim, bilişim çağında, bilgisayarlar yaygınlaşmaya başlayınca F olarak kullandığımız klavye düzeni Q’ya dönüşüverir.
Türkçe, bilişim dünyada genel kabul görmüş bir dil olmadığı için (internet alan adlarında Türkçe karakter kullanamayız, işletim sistemleri daha düne kadar Türkçe karakterleri tanımaz vs. vs. ) kişisel bilgisayarların yaygınlaşmaya başladığı dönemde önceleri bu dikkat çekmez. Ne de olsa bilgisayar kullananlar bilişimcilerdir en başta. Genellikle de programlama için kullanırlar. Türkçe karakterler hiçbir programlama dilinde kabul görmediği içindir ki bu klavye düzeninin Q olması da rahatsız etmez insanları. Ancak bilgisayar vazgeçilmezimiz olmaya başladığında, Türkçe ve Türkçe karakterler de ihtiyaç olarak ortaya çıkmaya başlar ve “devşirme klavye” Q Türkçe klavye ortaya çıkıverir. Ğ, Ü, Ş, İ, Ö ve Ç gibi bize özgü karakterler de klavyede parmakların zor ulaşılacağı ücra köşelere yerleştirilir.
Tam bu noktada F klavye düzenine geçiş yapılması gerekirken, hayatımızın gerçeği devşirme klavye oluverir. Tıpkı hayatımızdaki diğer tüm olgular gibi devşirme (kanunlar, eğitim sistemi, jandarma düzeni).
Şimdi de bunu değiştirmeye çalışıyoruz. Neden?
F klavye düzeni dilimize daha uygun. Türkçe yazı yazarken çok daha hızlı yazı yazmamıza olanak sağlıyor. Ya da sadece milliyetçiliğimizden dolayı.
Sebep her ne olursa olsun, 23 yıldır on parmak F klavye yazan birisi olarak bunu destekliyorum. On parmak yazmanın bana sağladığı bir olanak olarak bilgisayar klavyesinde tuşların üzerinde herhangi bir işaret olmadan, F, Q veya A klavye düzenine hatta Çince veya Arapça düzenine sahip olmadan da yazı yazma becerisine sahip birisi olarak beni çok fazla ilgilendirmese de.
Ama kendi kendime şu soruyu sormadan da edemiyorum;
Olacak da ne olacak?
Daha hızlı yazı yazabileceğiz. Peki kazandığımız zamanda ne yapacağız?
Yazı yazıyor olsak yine iyi. Hırsızlığın kol gezdiği, başkalarının ürettiği içeriklerin çalınıp, kendi içeriğiymişçesine yayımlandığı internet medyasında bizim ihtiyacımız olan F veya Q klavye değil. Hepsini seç, kopyala, yapıştır işlevlerine sahip olan üç tuşlu tek bir klavye. Hatta klavyeye de ihtiyacımız yok, bu fonksiyonları bilgisayarın faresine de ekleyebiliriz.
Yıllarca öncesinden bilgisayarlaşmanın sosyolojik etkisiyle ilgili bir tesbit vardı;
“Üreten klavye, tüketen fare kullanır” diye.
Öncelikle bir analiz yapalım, klavyeyi ne kadar kullanıyoruz diye. Sonrasında bakalım bizim klavyeye ihtiyacımız var mı? Eğer varsa, eğer ülke olarak bilişim ekosistemine ülke olarak üreten olarak katkıda bulunuyorsak o zaman tartışalım F mi Q mu diye.

Daha Fazla Göster

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

Başa dön tuşu