F@tih projesine İNETD’den eleştiri

İnternet Teknolojileri Derneği ülke gündemini uzun süredir meşgul eden F@tih projesi ve tablet bilgisayarların eğitimde kullanılması ile ilgili görüşlerini bir açıklama ile açıkladı.

İnternet Teknolojileri Derneği tarafından yapılan açıklamada

Fatih projesi maliyeti yüksek bir projedir. Bu tür projeler yüksek risk içeren projelerdir; başarısız olma ihtimali ciddidir.     Bu tür projele  aşamalı olarak, kapsamlı araştırmalar, pilot uygulamalar  sonrasında  hayata geçirilmelidir.  Donanım ve yazılımlar  sürekli gelişmektedir. Bu nedenle  farklılıklar kaçınılmaz olacaktır. Pilot aşamasında  farklı seçenekler ve platformlar planlı bir şekilde denenmelidir.  Farklı  firmaların seçenekleri,  firma ve MEB katkısıyla,  bağımsız bilimsel kurulların denetiminde yeterli uzunlukta ve kapsamda bilimsel olarak denenmeli, sonuçlar açık ortamlarda tartışılmalıdır.  Bir büyük projenin başarısı için proje maliyetinin önemli bir  kısmı araştırma ve geliştirmeye  ayrılmalıdır. Ülkemizin  eğitimde Bilgi Teknolojileri Kullanım stratejisi ortaya konmalı ve eğitim stratejisi ve Bilgi Teknolojileri stratejisi uyumlu olmalıdır. Fatih projesinin  donanım boyutu  göreceli en kolay boyutudur. Öğretmenlerin eğitimi ve kazanılması, müfredatın yeni  teknolojilere uyarlanması, içeriğin hazırlanması, öğretim tasarımının dikkatlice yapılması, yeni  teknolojilerin istediği özgürlük ve iş birliği ortamının oluşturulması işin en kritik boyutlarıdır.  Ülkemiz ilkokullarında yetersiz bir “Bilgisayar Eğitimi” başlamış, ama daha sonra bu seçmeli bir ders haline gelmiştir. Yine  seçmeli olarak “Medya Okuryazarlığı” dersi sunulmuştur. Fatih Projesi başında Laboratuvarların kaldırılacağı söylenmişti. Benzeri bir şekilde Bilgisayar/Bilişim öğretmenlerin atanmasında isteksiz davranılmıştır.  Bilişim eğitimi ciddiye alınmalıdır; sadece bilişim okuryazarlığı ile yetinilmemeli, işin temelleri, güvenlik, etik ve estetik boyutu öğretilmeli, içselleştirilmesi sağlanmalıdır. ABD’de  saygın meslek kuruluşu ACM, lise fen kolundan mezun bir öğrencinin 6 bilgisayar dersi  almasını önermektedir.  Bu dersler bilişim kültürünün yanında bilişim sistemleri, programlamanın temelleri, ağ ve veritabanın temellerini içermelidir. Bilişim/Medya/Bilgi okuryazarlığı yeniden  tanımlanmalı, araçların ötesinde düşünce ve alışkanlık düzeyinde içselleştirmeyi hedeflemelidir. Öğrencinin  okuduğundan bir anlam çıkartabilmesi,  ve okuduğunun doğruluğunu tartabilmeyi öğrenmesi hayati önemdedir. Öğretmenlerin eğitilmesi, kazanılması, bu teknolojileri benimseyerek, gönül rahatlığı ile kullanması sağlanmalıdır; bu ise ciddi  bir iştir; çok hızlı yapılamaz. İnternet farklılığı, çeşitliliği ve çok kültürlülüğü  temsil etmektedir. Müfredatın bir çerçeve ile yetinmesi, öğretmene ve öğrenciye farklı olabilme esnekliğini ve özgürlüğünü tanımalıdır. Mevcut kitapların elektronik ortama aktarılması, yani z-kitap,  arzulanan e-kitap olmayacaktır. Teknolojiyi ve eğitimi anlayan, işin felsefesini iyi bilen uzmanlar  e-kitapları yeniden  tasarlamalıdır.  Öğretmenler, internetde buldukları öğrenme nesnelerini, açık öğrenme malzemelerini rahatça kullanma ve onları geliştirme ve paylaşma özgürlüğüne ve ortamına sahip olmalıdır.  İnternet ortamında bu ilkelerle tasarlanmamış ve uygulamaya geçmemiş her düzeydeki “öğrenme” ortamının ve programının, eski paradigmayı destekleyen yani hala merkezi bir kaynaktan bilgi yüklemesi yapmaya çabalayan uygulamaları ezip geçtiğini ve onları birer birer yok ettiğini görmekteyiz.

Ayrıca uygulanacak programın sürdürülebilirliği de daha en baştan “ana uygulayıcıları” yani “öğretmenleri” işin içine çekerek sağlanabilir. Donanım gereksinimlerinin belirlenmesi, MEB müfredat kazanımlarının düzenlenmesi, yeni ders senaryolarının oluşturulması, ancak bundan sonra hiç değilse eş güdümlü yapılması gereken tablet üzerine konacak malzemenin seçimi ve tasarımı, sınıfta uygulama şartları, ödevler, sınavlar, bakım, onarım.. vb. Öğretmenlerin bütün bu adımların her birinde yer almaması baştan projemizi kendi kendimize sabote etmemiz anlamına gelir.  Bütün dünyadaki örnekleriyle araştırmalar “yukarıdan aşağıya” gelen en anlamlı ve etkileyici görünen “eğitim reformlarının” bile öğretmenleri bu biçimde işin içine dahil etmezsek onlar tarafından haklı gerekçelerle sabote edildiğini gösteriyor. Tüm süreci yönetecek çeşitli Bilimsel Kurullar oluşturulmalı, sonuçlar açık ortamlarda tartışılmalı ve kamuoyuyla paylaşılmalıdır. Buna özen gösterilmezse, sadece milyarlar heba olmaz, Türkiye ciddi zaman kaybeder, ve her birlikte  hayal kırıklığı yaşarız.  İlgili tüm paydaşları, Üniversiteler, Bilişim ve Eğitim STK’ları, uzmanlar, özel sektör, kamu, öğretmen, öğrenci ve velileri bu projeyi sağlıklı bir şekilde hayata geçirmek için çaba harcamaya davet ediyoruz. Hep birlikte, katılımcı, saydam ve bilimsel bir şekilde FATİH projesini hayata geçirebiliriz.

denildi

Daha Fazla Göster

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

Başa dön tuşu