Technology Channel nasıl kapandı?

Digiturk dijital platformunun 39. kanalında geçtiğimiz Eylül ayından beri yayın yapan Technology Channel, yayın hayatına son verdi. Hatta üzerinden üç gün de geçti bile Yani haber çoktan eskidi. Peki bu kanal nasıl kapandı, bugünlere nasıl gelindi? Kanalın gidişatına kısmen de olsa şahit olmuş biri olarak bunu dilim döndüğünce anlatmaya çalışacağım ama önce kanalın arka planına bir bakış atmak gerek.
Technology Channel’ın arkasında “eğitim” alanında abartısız çok önemli projeleri hayata geçirmiş olan Hüseyin Şimşek ve kurucusu olduğu İstanbul Marmara Eğitim Vakfı (İMEV) var. Marmara Eğitim Kurumları ve Maltepe Üniversitesi, İMEV’in bünyesinde bulunuyor. Çok daha önemlisi, Avrupa’da bir benzeri daha olmayan Marmara Eğitim Köyü
Hatta kenti demek çok daha doğru olacaktır. 300 bin metrekaresi kapalı olmak üzere, 1 milyon metrekare alanda hizmet veren ve 100 trilyona mal olan, Marmara Eğitim Köyü’nde, Maltepe Üniversitesi bünyesinde 7 fakülte, 1 yüksekokul ve 1 enstitü, ilköğretim ve anaokulu, kütüphane, fen lisesi, kolej, radyo-tv gazetecilik meslek lisesi, MRT Televizyonu Radyo-TV Stüdyoları, film platoları, öğrenci yurtları, konferans, toplantı, sinema, tiyatro salonları, sağlık merkezi, multimedya merkezi, açık ve kapalı olmak üzere olimpik yüzme havuzları, tenis kortları, atlı spor alanları, bowling salonu, futbol ve voleybol sahaları, maket atölyeleri ve bilgisayar destekli derslikler
Yaz yaz bitmiyor gördüğünüz gibi
Aslında Maltepe sırtlarına doğru çıkıp bu müthiş eseri gözle görmek gerek

Hüseyin Şimşek, yalnızca “eğitim” alanında yatırım yapan bir iş adamı değil. Medyanın değerini bilen Şimşek, aynı zamanda bir TV kanalı ve radyo istasyonunun da sahibi
Ancak frekansların değerlenmesiyle birlikte TV kanalı, iş adamı Turgay Ciner’e satılıyor. Bu satıştan sonra, Technology Channel fikri geliyor hemen arkadan

Yeni bir kanal kurma ihalesi “ismi lazım olmayan” bir şahsa veriliyor. Uğur Mumcu gazeteci ağabeyimizin ruhu şad olsun. Tam onun ifade ettiği cinsten bir kifayetsiz muhteris olan bu eleman, tam kendine yakışır bir yönetim dengesi kuruyor. Önce, kerameti kendinden menkul, bir genel yayın yönetmeni bayanı işe alıyor ki, evlere şenlik. Onun arkasından, çeşitli TV yapım kuruluşlarında dekor işleri yapan bir başkasını da kreatif direktör filan gibi bir pozisyona getiriyor ki, tam bir tüy dikme operasyonu
Bu çok iş bilen medya grup başkanı, en büyük stratejik hatayı daha kanal kurulurken yapıyor. Digiturk, dijital platformunda yer alacak bu kanal için, bir avuç para ödemek üzere anlaşma yapıyor. Düşünsenize, Digiturk, harıl harıl kanal sayısını arttırmak için çalışırken, bu ismi lazım olmayan şahıs, elinde bir torba para ile gidip, “beni de alın” diyor. Tabii hesabı kitabı yapılmamış bu Digiturk ödemesi de, kanalın dibine konan ilk dinamit oluyor. Bu muhteşem yönetim yapısını hazırlayan zihniyet, kanal yayına başladıktan sonra, gerçek yüzünü göstermeye başlıyor. Mesela gücünün yettiği bütün programlara katkısı olsun olmasın, TV tarihinde olmayan bir şeyi yaparak, “inspired by” imzası koyuyor. Yani kendisinden esinlenilmiş, ilham alınmışmış efendim
Sonra, kerameti kendinden menkul genel yayın yönetmenini bir kenara çekip, dekorcu kreatif yönetmeni genel yayın yönetmeni olarak atıyor. Hayatında montaj masasına oturmamış, efekti drop olarak tanımlayan eski bir sesçiyi, program müdürü yapıyor. Tabii tüm bu operasyonlar, kanalda çalışanların huzursuz günler geçirmelerine neden oluyor. Bunun üzerine, insanlara garip e-posta memoları yolluyor bu ismi lazım olmayan şahıs
Kendisini üst yönetime, yani Hüseyin Şimşek’e şikayet etmek isteyenlere randevuyu kendisinin alacağını yazacak kadar komik durumlara düşüyor
Ve bir gün öyle bir duruma geliyor ki, kendi elleriyle genel yayın yönetmenliğine taşıdığı dekorcu kreatif yönetmenle ters düşüyor. O güne kadar göklere çıkarttığı zatı, “dekorcu parçası n’olacak” diye aşağılıyor.

Ve bu ismi lazım olmayan şahsın “Dolçe Vita”sı, bu satırların yazarının doğum günü olan 28 Mart günü birdenbire değişiyor. O güne kadar kanaldan kendine yansıyan dedikodulara sabreden Hüseyin Şimşek, zat-ı muhteremi görevinden alıyor. Kanatları yolunan bir karasinek gibi vızıldayan muhterem, sonraki aşamada hiçbir ön hazırlık yapmadan, teknoloji şirketlerinin kapısını teker teker çalarak, kanalı satın aldırmak için toplantılar yapıyor. Tabii sonuç fos kere fosss

Daha sonra kanal, üniversitede görev yapmakta olan başka hocaların eline kalıyor. İlim adamlıklarına diyecek bir sözümüz yok ama, teknolojiyi, medyayı ve bu iki bağlamda yayıncılığı bilmeyen bu hocalar zevahiri kurtarmak için, kanalda nöbet tutuyorlar. Masraflar kısılıyor, tensikata gidiliyor, kalite düşürülüyor ama, kanalın yüzü bir türlü gün görmüyor. İşin en kötü yanı, aslında iyi bir proje olan Technology Channel, kapısına kilit asmak zorunda kalıyor.

“Technology Channel kapandı” başlığının ardında yatan ve bu başlığın atılmasına neden olan tüm olayların kısa bir özeti bu
Dahasını yazacak yerim de, nedenim de yok zaten
Hoş anlatsam, belki Birol Güven, bundan üç dizi daha çıkartır ama
Ne fayda!.. Allah herkesi kifayetsiz muhterislerden korusun

Daha Fazla Göster

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

Başa dön tuşu