Türkiye’nin kurtuluşu açık kaynak kodlarında
Açık Kaynak Kod Platformu yayımladığı bildirge ile Türkiye'nin kurtuluşunun açık kaynak kodlu yazılımlarda olduğuna dikkat çekti. Bildirgeye 350'si akademisyen 800 imza atıldı
Türkiye bilgi çağında, özellikle bu ürünler alanında tamamen dışa bağımlı bir konuma gelmişken Açık Kaynak Platformu adı altında bir oluşum ülkenin yerli kaynaklarının korunması ve daha etkin kullanılması için çeşitli kurumları, akademisyenleri ve platformları biraraya getirerek bu alanda bilinçlendirme çalışmalarına başladılarTürkiye’de “en iyi betimlemelerin yapıldığı” kitap olarak edebiyat ustalarından tam not alan İnkılap Tarihi kitaplarında anlatıldığı üzere Osmanlı Devleti’nin son dönemlerinde, sanayi devrimi başlangıcında olduğu gibi tüm üretim, sanayi tesisleri yabancıların elinde. Bilgi Çağı’nda kullandığımız ürün ve hizmetler de öyle.
Türkiye’nin Bilgi Çağı’nda dışa bağımlılığını azaltmaya yönelik bir girişimi olarak da görebileceğimiz Açık Kaynak Platformu girişimi kurucularından Doç. Dr. Mustafa Akgül ptafform ve Açık Kaynak Kod ile ilgili sorularımızı yanıtladı.
Açık Kaynak Platformu nasıl ortaya çıktı? Neyi anlatmaya çalışıyorsunuz?
Açık Kaynak Kod Platformu ülemizde açık kaynak kod yazılımlara gönül vermiş STK’lar, bilişim şirketleri, uzmanlar ve akademisyenlerin oluşturduğu bir birlikteliktir. Bu tamamen sivil bir girişimdir.
Amacı, ülkemizde açık kaynak kod yazılımlar konusunda bilinç oluşturmak, kamuoyunu bilgilendirmek, bu konularda ortak politika oluşturmaya, proje geliştirmeye ve uygulamalara katkı sağlamaktır. Açık Kaynak Kod Platformu bu konuda en geniş katılımı sağlamaya yönelik bir bakış açısından haereketle, kimseyi dışlamamaya özen göstermektedir.
Platform bu amacla bir bildirge yayınlamakla başladı. Bunu imzaya açtı: 800’a yakin imza var. Bunun 50’den fazlası kurumsal destek, gerisi bireysel destek. 350’e yakın akademisyen, 150’e yakın bilişim profesyoneli var.
Platform, ilk olarak açık kaynak kod ne demektir, onu anlatmaya yönelik çabalara yönelmektedir. Açık kaynak kodun Türkiye için önemi, tasarruf ve güvenlik boyutlarının yanında, e-devlet ve bilgi toplumu politikları içinde yeri, bilişimci yetiştirme, istihdam, yerli sanayi geliştirme, yerli sanayiciye kazandıracagı rekabet avantajını anlatmaya çalışmaktadır.
Platform, ilan verme, kapmanyalar yapma, panel gibi etkinlikler yapmanın yanında, gerektiginde mahkemelere gidip, kamu içinde haksız rekabet örneklerini, marka tanımlamlarınıda gündeme getirmeyi bir çalışma biçimi olarak kabul etmiştir.
Kaynak kodun açık olması neden bu kadar önemli?
Bilgisayarlar, sadece masaüstü ve dizüstü bilgisayarlar değildir. CPU dediğimiz, işlemciler, etrafımzıdaki her elektrik tüketen alete girmekteler, ve birazcık akıllı işler yapılıyorsa muhakkak varlar. Tüm iletişim, tüm sağlık araçları, saat, cep telefonu, giderek çamaşır makinası, buzdolabı, TV, eğlence aletleri, ATM’ler gibi etrafımızdaki her aletde bilgisayarlar vardır. Bunların düzgün çalışmasını sağlayan unsurlar yazılım bileşenleridir.
Yaşam gittikçe daha büyük oranda pek açıkta görmediğimiz bilişim sistemlerine dayanmaktadır ve bunların hepsinde yazılım vardır. Yazılım dediğimiz program aileleri ise bir metin editörü ile, uzmanların bakıp anlayacağı bir dilde yazılıyor, başka programlarla, insanların anlamayacağı ama makinaların anlayacağı bir hale dönüşüyorlar. Bu dönüştürmeye derleme diyoruz. Bu editörlerle yazılan, mantığını, adımlarını, yapısını uzmanların alayabileceği, hatasını ayıklyabileceği metinlere o programın kodu diyoruz. Şayet bu kod elimizde ise, programı yazan ya da bir başkası buna bakarak, ne olduğunu anlayabilir, programı değiştirebilir. Bu değiştirme, hataları ayıklama, yeni yetenekler geliştirme, zenginleştirme olduğu gibi, bazı yeteneklerini kapatma, fonksiyonunda değişiklik yapmak olabilir.
Açık kaynak kodlu yazılım demek, o yazılımı değiştirebilme olanağını kazanmak demektir. Pek çok yazılım size derlenmiş durumda gelir. Artık sizin için içini göremediğiniz, içinde birşeyi değiştiremediğiniz bir kara kutudur yazılımlar. Ancak, açık kaynak kod ile kutunun içini görebilisiniz. Nasıl çalıştığını anlayabilirsiniz, ve gerek gördüğünüzde, değiştirebilirsiniz. Bir benzetme yaparsak, bir araba aldınız, onun kaportasının kaplı olması kapalı kod yazılımları, kaportanın açık olması, planların bir kitapçıkta verilmesi ise
açık kaynak kodu temsil eder. Bir ev aldınız ve evin mimari/mühendislik tasarımı erişemiyorsanız evde ciddi bir değişiklik yapma sansınız yoktur.
Basitçe, yazılımın ne yaptığını anlama ve yazılımı değiştirebilmek ancak açık kaynak kod yazılımlarda mümkündür. Açık Kaynak kod demek, kullanıcın yazılımı anlama ve değiştirme özgürlüğü demektir.
Açık Kaynak Kod’la Linux
Açık kaynak kod camiasında herkes, söz konusu yazılımların açık kaynak kodla gelmesini savunuyor. Siz bir kullanıcı olarak, yazılımı kendi gereksinimlerinize göre uyarlıyabilirsiniz. Yazılımda yaptığınız değişiklikleri dağıtma, onları 3. partilere satma konusunda farklı görüşler var. Bazıları, yazılımı değiştirmeye bazı kısıtlamalar koyuyor, bazıları ona kısıtlama koymuyor ama yazılımın kaynak kodunu her satış ya da dağıtımda verilmesini veya erişim hakkının garantisini şart koşuyor. Bazıları ise al bu yazılımı tepetepe kullan diyor. İster kapat kendi ürünün olarak sat, ister geliştir, açık kaynak kod dünyasına hediye et diyor. Yazılım sahibi ile kullanıcı arasındaki sözleşmeye lisans diyoruz.
Açık kaynak kod dünyasında onlarca lisans türü var. Yani ortada tek bir model yok. Linux açık kaynak dünyasının önde gelen bir parçası. Linux tek bir ürün değil. Dünya üzerinde 390 civarında linux sürümü var. Bu lisanslar arasında
GPL, Genel Kamu Lisansı , copyleft olarak da bilinir. GPL lisansı bir yazılımın daha sonra kapalı yazılıma dönmesini engeller. Yazılım üzerindeki kullanıcı haklarının azalmamasını sağlamayı hedeflemiştir.
Bir linux dağıtımında farklı lisanslı ürünler vardır. Ama GPL lisanslı ürünler, kapalı hale gelemez. Ama, bir linux firması kendi geliştirdigi bir
şeyi parayla satabilir, kodunu açmayabilir. Bir Linux dağtımında kapalı kaynaklı ürünleri ekleyerek satabilirsiniz. Açık kaynak dünyasında ürünlerin parasız olması esas unsur değildir. Esas unsur, yazılımın koduna erişmek ve değiştirme özgürlüğüne sahip olmaktır. Açık kaynak kodun belirleyici özelliği yazılımı değiştirebilme, sınırsızca kullanabilme özgürlüğüdür.
Açık Kaynak bedava mı demek?
Şart değil. Açık kaynak yazılımların büyük çoğunluğu internetden ücretsizce indirilebilinir. Ama, kitap, Cd ve çeşitli desteklerle parayla satılan pek çok Linux sürümleri var: Suse öyle. Gelecek Linux öyle. Linux ve açık kaynak dünyası yeni bir paradigma ile çalışıyor. Yeni bir felsefe, yeni iş modelleri, yeni yazılım üretme yönteni sözkonusu. Bunu eski terimlerle bakmak ve açıklamaya çalışmak yanlış olur.
Bugün pek çok linux dağıtımı, hemen her platformda çalışan , windows dahil, openoffice, firefox, thunderbird, mozilla, gimp, zope, plone, apache gibi ürünler ücretsizdir. Açık kaynak ürünlerin çoğu ücretsizdir, ama ücretliler de
vardır. Mysql gibi bazı ürünlerde çift lisanslama vardır: Bir başka uygulanın içine gömecekseniz, bir farklı lisansla kullanırsınız, bunun icin mütevazı bir ücret ödersiniz, sırf kendi kullanımınız ise sınırsızca kullanabilirsiniz.
Kapalı Kaynak Kodlu yazılım geliştirmesine savaş mı açtınız?
Biz açık kaynak yazılımların geliştirilmesi ve kulanılmasını tercih ediyoruz. Biz, yazılım pazarına rekabetin girmesini savunuyoruz. Bir kurumun gereksinimi olan yazılımılı geliştirlmesi gerekir. Yazılım için parayı veren, onun lisansin karar verir. Bir işi yapan tek yazılım, ya da iyi yapan tek yazılım kapalı yazılımla yapılırsa zaten yapacak bir sey yok.
Biz açık kaynak kod yazılımları;
i) kullanıcıya özgürlük vermek için istiyoruz,
ii) ülke tassarruf etsin , güvenli yazılım kullanma olanagını kavuşsun istiyoruz,
iii) açık kaynak kod yaklasimi ülkenin kalkınma ve bilgi toplumu stratejileri için içinde yer alsın istiyoruz. Biz kurumların, üreticilerin ve tüketicilerin bilgi ile özgürce karar vermesini istiyoruz.
Pek çok özgür yazılım geliştirici, geçimlerini kurumlara özgü yazılım geliştirerek kazanıyorlar.
GNU Projesinin kurucusu Richard Stallman, kapalı kaynak yazılım geliştirmekse, ahçılık yaparım, garsonluk yaparım diyerek açık kaynak yazılımları geliştirmeye başladı. Ama, her açık kaynak yazılımı savunan yazılımcı, sadece açık kaynak geliştirmiyor.
Bazı lisans türlerinde açık kaynak bir yazılımı alıp, geliştirip kapalı kaynak kod olarak satmak mümkündür.
Açik Kaynak bilişim elemanı yetiştirmede katma değer sağlayabilir mi?
Açık kaynak, mütevazı bir bilgisayar üzerinde çok zengin yazılım geliştirme araçları sunmaktadır. Onun ötesinde, bir bilgisayarın tüm parçalarının kodunu sunmaktadır. Aynı konuda yazılmış pek çok alternatifi meraklı ögrencinin emrine sunmaktadır. Elektronik ortamda var olan, dünyanın her tarafın yayılmış hacker’lar (yazılımı didik didik inceleyen, geliştiren kişi anlamında, başka sistemlere giren, cracker anlamında değil) bilgi ve tecrübesini paylaşmaya hazırlar.
Bunların tartışma arsivleri, üretimleri hazır. Açık Kaynak Kod camiası içinde dayanışma ve yardımlaşma herkese açıktır. Binlerce kitap, web ve
yazılımlar, ülkenin her hangi bir köşesindeki meraklı kişileri bu networka bağlar. Linux ve açık kaynak hareketi İnternetin bir ürünüdür, internetsiz gelişemezdi. Tüm bunlar, meraklı birine sınırsız öğrenme, deney yapma, kırma bozma ve sonunda öğrenme ortamı sunmaktadır.
Yerli yazılım üreticileri için Açık Kaynak bir tehdit mi yoksa fırsat mı?
Kanımca, pek çok kişi bir tehdit olarak algılıyor. Bence hata yapıyorlar. Açık kaynak bir ekosistem içinde yerli yazılım sanayinin gelişmesine destek olacaktır.
Açık kaynak yazılımları uyarlamak, onların bir kurum için zenginlestirilmesi, güçlendirilmesi mümkündür. Açık kaynak bir ürün geliştirmiş olmanız, sizin yetenekleriniz sergisidir. Size güveni artıracaktır. Sizi ekosistemin bir parcası olarak güçlendirecektir.
Yerli yazılım şirketleri, kanımca açık kaynak dünyasını yeterince tanımıyorlar, bilinmeyenin endişesini taşıyorlar.
Açık kaynak yazılımlara destek, ülke insanına destektir diye düşünüyorum. Yurt dışından hazır ürünler alıp, onların uygulamaları üzerine uzmanlaşarak, bu ülkede yazılım teknlojisi gelişemez. Yazılım üretmek, yazılım teknolojisi üretmek değildir. Hele cicili bicili araçlarla uygulam geliştirmekle, teknoloji üretmek arasında hiç bir ilişki yoktur. Bu tür üürnlerle, olsanız oslanız iyi bit kullanıcı olursunuz. yazılımda öne çıkmak, rekabet etmek istiyorsanız, teknoloji üretmeniz gerekir. Bu ise, elini kirletmiş, meraklı insanlarla olur. Onların yeşereceği ortam ise açık kaynak dünyasıdır.
Hazır dünya markaları yerine,açık kaynak temelli yerli yazılımlara yönelmek, ülkede istihdam demektir. Destek personel demektir, araştırma geliştirme demektir.
Peki bilişimi sadece işlerini verimli hale getirmek için kullanan diğer sektörler için bu ne gibi faydalar sağlar?
Bilişim tüm sektörler için hayati önemdedir. Herkes rekabetin baskısını gittikce hissedecek, ar-ge, inovasyon, iş süreçlerinin yeniden tasarlanması, eğitim ve danışmalığa, kurum içi demokrasiye, iletişime daha çok önem verecek, özen gösterecektir.
Bu süreçte, yazılım kritik bir unsur olacaktır. Üretilen tüm ürünlerde bilişim bileşeni önemli bir maliet unsuru olacaktır. Burada yazılım maliyeti açık kaynak ürünlerle düşürülebilinir. Yazılım maliyetinin iki unsuru var. Geliştirme ve lisans.
Geliştirme acık kaynak ürünlerle düşük tutulabilinir ama, lisanslardan
tamamen kurtulmak mümkün. Ülkemizde tekstil ve santral üretiminde açık kaynak kullanan başarılı örnekler var. Bilgisayar üretiminde bu önemli bir tasarruf demektir. Ofis seti ve işletim sistemine lisans ücreti ödememek demek kullandığınız bilgisayar başına 300 $ tasarruf demektir.
Acık kaynak konusu, sadece bilişimcilerin tartışacağı teknik bir konu değil, başta ekonomistlerin, kamu yöntimi uzmanlarının sosylogları
ve psikologların tartışacağı; rekabet, tüketici haklari, saydamlık, güvenlik gibi toplumun tümünü ilgilendiren sosyo-politik bir konudur.