Ucuz Eleman Düşük Maliyetli Eleman mıdır?

2001 krizinden sonra Türkiye’de bilgi-yoğun sektörlerde şöyle bir davranış kalıbı gelişti. Tecrübeli ve iyi eğitimli elemanları yüksek ücret aldıkları için işten çıkarmak yerine az tecrübeli ya da yeni mezun elemanları ucuza almak, bu şekilde de personel masraflarını kısmak. Olayın adı personel masraflarını kısmak olarak konunca itiraz edecek bir şey yok. Bu şekilde personel masraflarının kısılacağı doğrudur. Daha pahalı olanın yerine daha ucuz olanı koyuyorsun sonuçta.

Ancak, bazı köşe yazarları ve iktisatçılar bununla işletmelerin daha verimli çalışması arasında bir bağ kuruyorlar ki orada durun biraz bakalım. Nasıl işletmenize yazılım, donanım ya da teçhizat alırken en ucuz olanını alayım demiyorsanız eleman alırken de en ucuzunu alayım mantığı o kadar sakat.

Öncelikle sizin işletmenizin ihtiyacı nedir? Ne gibi hedefleri var? Bu ihtiyaçlar ve hedefler açısından yeni mezun ve tecrübesiz bir eleman işinizi görüyorsa kimsenin söylecek bir şeyi olamaz ancak ihtiyacı görmüyorsa ama siz olsun idare eder diyorsanız sandığınız kadar akıllı biri olmadığınızı söylemek mümkün.

Daha sağlıklı ölçüt şudur: O elemana toplamda ne kadar yatırım yapıyorsunuz? O eleman size toplamda ne kazandırıyor? Eğer 1 birime aldığınız eleman size 2 birim geri dönüş sağlıyor ama 2 birime alınabilecek ama sizin almadığınız bir eleman aslında size 6 birim geri dönüş sağlayacaksa siz karda değil 2 birim zarardasınız demektir.

Zaten iyi eğitimli, tecrübeli, donanımlı elemanların daha yüksek ücret talep etmelerinin arkasındaki mantık da bu değil midir? Hem sizin tecrübesiz eleman için harcayacağınız dolaylı ve ve dolaysız eğitim masrafları da hesaplanmalıdır.

Tabi ki işletmelerde tecrübesiz, ucuz yeni mezun hatta mezun olmamış elemanlara da ihtiyaç vardır. Ancak ekibi ağırlıklı olarak onlardan kurmanız eldeki sınırlı sayıdaki tecrübeli eleman üzerindeki yükü inanılmaz artırır. Bütün zamanlarını bu elemanları eğitmeye harcarlar.

Üstelik, istihdam açısından ülke sorunlu bir dönem geçirdiği için de bu sıkıntılarını yüksek sesle ifade edemezler. Ne yapmış oldunuz? Çok sayıda donanımsız elemanı ucuz olduğu için aldınız. Elinizdeki donanımlı elemanları da bu şekilde meşgul ederek pratik açıdan donanımsız hale getirdiniz. Sizin şirketinizin bu durumda ortaya kaliteli rekabet edebilir bir ürün ya da hizmet ortaya koyması mümkün müdür? Elbette değildir.

Peki ürün ve hizmet kalitenizin düşmesi hayati bir konu mudur? Düşük enflasyon ve küresel rekabet ortamında kesinlikle evet. Çok daha kaliteli ürünler üretmeniz gerekirken kaliteniz düştükçe Pazar kaybedersiniz. Sonra da daha fazla tasarruf etmeye kalkarsınız. Bu kendini besleyen bir kısır döngü haline gelir.

Oysa tasarruf yapmanın optimal bir noktası vardır. Bir noktadan sonra tasarruf yapmanız şirketinize zarar vermeye başlar. Özellikle insan kaynağı konusunda bu çok daha belirgindir. Dünya çapında olmayı bırakın ülke çapında olmak için bile tecrübesiz ve ucuz elemana bel bağlayamazsınız.

Aslında düşük enflasyon ortamında daha ucuz değil daha da donanımlı elemana ihtiyaç vardır. Çünkü enflasyon yüksekken kalite önemli değildir. Ne üretseniz satarsınız. Enflasyon düşünce kar etmek zorlaşır. Daha yüksek kalite talep edilir. Daha yüksek kalite ise daha kalitesiz elemanla elde edilemez. İlle deneyerek öğrenmek istiyorsanız söyleyecek sözümüz yok. Ama unutmayın ki tecrübe en pahalı öğretmendir

Daha Fazla Göster

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

Başa dön tuşu