Wirecard, 500 milyon liralık mikro ödeme sisteminde iddialı

Wirecard’ın Türkiye CEO’su Alper Akcan, İstanbul’da gerçekleştirdiği değerlendirme toplantısında; Fintech sektörü ve Wirecard Türkiye özelinde, geçtiğimiz yılı, gelecek dönemi, regülasyon sürecini ve olası riskleri mercek altına aldı.Türkiye’nin ilk ödeme servis sağlayıcısı olarak, ödeme servislerinin, online ve mobil ticarette artarak büyüyeceği öngörüsü ile sadece bu işe odaklanan ilk firma olarak kurulduklarının altını çizen Wirecard Türkiye CEO’su Alper Akcan şu noktalara değindi; Mikro Ödeme’nin kurulduğu dönemde, ülkemizde henüz mobil ödeme servisi kullanılmıyordu, ön ödemeli kartlarla ilgili bir hizmetler sınırlıydı ve kredi kartı servislerini sadece bankalarla birkaç yabancı ödeme sağlayıcısı, yurtdışı kaynaklı olarak sunuyordu. Bu süreçte iki temel stratejimiz vardı; birincisi sadece ödeme işine odaklanmak, ikincisi ise teknolojiyi, özellikle de mobil teknolojiyi merkeze alıp, ödeme servislerini çeşitlendirmek. Bu noktada ödemelerin mobil operatör faturaları üzerinden gerçekleşmesi, ilk ve en güçlü servisimiz oldu. Mobil ödemeye en çok yatırım yapan, bunu en çok sahiplenen marka, Mikro Ödeme oldu. 2009 yılında ilk mobil ödeme işlemini gerçekleştirmemizden bugüne dek bu kategoride pazar liderliğimiz sürüyor. Mobil Ödeme ile binlerce üye işyerine ulaştıktan sonra, kredi kartı ve ön ödemeli kartlar gibi diğer ödeme araçlarını da ürün portföyümüze kattık. Bu şekilde 3PAY markası da hayata geçti.”Yeni sektörlere doğru açılma zamanı
Alper Akcan, geçtiğimiz dönemi ve 2017’yi değerlendirirken; “2016 bizim açımızdan önemli bir yıldı.
E-para lisansını aldığımız, regülasyonun pazar tarafından öğrenildiği, operatörler ve bankalarla birlikte yakın çalıştığımız bir yıl oldu. Bunun yanı sıra, Fintech kavramının da daha fazla öne çıktığı bir yıl olarak da tanımlanabilir. 2017’de daha fazla sektörel büyüme olacağını, lisansın getirdiği kurallarla birlikte, pazarın gelişeceğini ve ilerleyeceğini de düşünüyoruz. Dijital içerik ve oyun pazarı, 2017’de de ana odak alanlarımız arasında olacak. Gıda sektöründeki harcamaların da internet ve mobil uygulamalar üzerinden yapılması, 2017’de üzerinde duracağımız noktalar arasında.
Ek olarak sınır ötesi ticaret de çok önem verdiğimiz bir alan; özellikle yurt dışına hizmet/ürün satmak isteyen firmalarımıza, hedef pazarlara uygun ödeme çözümleri sunuyoruz ve bu pazarlardan ödeme almalarını sağlıyoruz. Fintech’in geleceğinde, sınır ötesi ticaret özelindeki ödeme kolaylıkları önemli, bir yer tutuyor”
dedi.
Global güç Türkiye’ye de yansıyacak
Wirecard’ın 3pay/Mikro Ödeme’yi satın alma sürecini değerlendiren Alper Akcan, 3pay Mikro Ödeme, bir Fintech startup’ının gelebileceği en başarılı nokta olarak referans gösterilen ama buna rağmen büyümesini asla yavaşlatmayan bir firma olarak sektörde kendini kanıtladı. Wirecard ise beş kıtada ödeme hizmeti sunan bir global dev olarak, Avrupa başta olmak üzere dünyanın birçok noktasında faaliyet gösteriyor, dolayısıyla Avrupa’da önemli bir bilgi birikimimiz var. Türkiye pazarına ilgi duyan Wirecard, gücümüze ve potansiyelimize inandı ve satın alma süreci 2014 yılı Aralık ayında gerçekleşti. Türkiye’nin potansiyeli, bölgedeki konumu ve gücü, genç ve dinamik nüfusu, teknoloji adaptasyonundaki yeteneği ve batı ile entegrasyon süreçleri bu satın almada etkili oldu. Orta ve uzun vadedeki stratejimiz, Türkiye’ye alternatif ödeme yöntemlerini adapte etmek olacak. Wirecard olarak Avrupa’nın bu konudaki en büyük markalarından biriyiz” dedi.
Regülasyonla tam uyum
6493 kanunu, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu’nun, yani Türkiye’deki finansal yapıyı denetleyen kurumun, finansal kuruluşları denetim altına almak için koyduğu kanunlardan biri olduğunu vurgulayan Alper Akcan, “Bir firma bir şekilde herhangi bir ödemeye aracılık ediyorsa, bu lisansı almakla yükümlü. Wirecard Türkiye olarak üzerimizden geçen her TL’yi, koruma hesaplarında tutarak, üye işyerlerinin finansal güvencesini sağlıyoruz. Düzenli olarak BDDK tarafından denetleniyoruz. Alman Wirecard grubu, Türkiye’de bu lisansa ve potansiyele inanıyor ve Türkiye’nin koyduğu bütün kuralları kabul ederek, bu yatırımları yaptı. Türkiye’deki en üst seviyedeki lisans olan Elektronik Para lisansını alan yedi kuruluştan biriyiz ” dedi.

Katma değerli servisler Fintech sektörüne yön verecek
Alper Akcan, farklı ödeme sistemi seçenekleriyle Fintech alanında daha zengin hizmetler sunulduğunu belirtirken, Türkiye, kredi kartı penetrasyonunda Avrupa’da birinci konumda. Türkiye’de, Avrupa’da pek yaygın olmayan taksitli ödeme sıkça kullanılıyor. Türkiye’de yapılan işlemlerin ve e-ticaretin çok büyük bir kısmı ise yalnızca kredi kartları üzerinden gerçekleştiriliyor. Kredi kartlarının Avrupa’da kullanımı ise yüzde 30 civarında. Türkiye’de, Avrupa’dan daha başarılı olan bir mobil ödeme pazarı var diyebiliriz. Mobil operatör faturasından tahsilat oldukça dikkat çekici noktalarda. Mobil ödemede yıllık 500 milyon TL gibi bir rakam söz konusu. 9 yıllık tecrübemizle ortaya koyduğumuz farklı çözüm seçeneklerimiz var. Geçtiğimiz sene lanse ettiğimiz e-posta veya SMS ile ödeme alma ürünü, bunun en önemli örneklerinden bir tanesi. Bu sistemle, ödeme için ilgili kişinin cep telefonu numarasına bir de SMS gönderebilir ya da kendisine bir e-posta gönderebilir. Gelen e-posta veya SMS içindeki bir linkten erişilecek siteye, kart bilgileri ile ödeme kolayca gerçekleştirilebiliyor” dedi.

Daha Fazla Göster

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

Başa dön tuşu