
OECD’den Türkiye için korkutan Ar-Ge tablosu
Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü (OECD), küresel bilim, teknoloji ve inovasyon (BTİ) politikalarındaki son eğilimleri mercek altına alan "OECD Bilim, Teknoloji ve İnovasyon Görünümü 2025: Değişen Bir Manzarada Değişimi Yönlendirmek" başlıklı kapsamlı raporunu yayımladı.
Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü (OECD), küresel bilim, teknoloji ve inovasyon (BTİ) politikalarındaki son eğilimleri mercek altına alan “OECD Bilim, Teknoloji ve İnovasyon Görünümü 2025: Değişen Bir Manzarada Değişimi Yönlendirmek” başlıklı kapsamlı raporunu yayımladı. Rapor, hızlanan teknolojik değişim, artan jeopolitik gerilimler ve dönüşümsel değişim ihtiyacının damga vurduğu bir dönemde BTİ politikalarının etkinliğini ve verimliliğini artırmanın yollarını araştırıyor. Rapor, genel eğilimlerin yanı sıra Türkiye dahil olmak üzere üye ülkelerin bazı temel BTİ göstergelerine ilişkin karşılaştırmalı veriler de sunuyor.
Türkiye Ar-Ge’de OECD ortalamasının altında
Raporun dikkat çeken bulgularından biri, ülkelerin Ar-Ge harcamalarının Gayri Safi Yurtiçi Hasıla (GSYH) içindeki payını gösteren Ar-Ge yoğunluğu verileri. 2023 veya mevcut en son verilere göre Türkiye, bu alanda İsrail (%6.3) ve Kore (%5) gibi lider ülkelerin ve %2.7 olan OECD ortalamasının altında bir performans sergiliyor. Bu durum, Türkiye’nin ekonomik büyüklüğüne oranla Ar-Ge’ye ayırdığı kaynağın artırılması potansiyeline işaret ediyor.
Ar-Ge Bütçesinde Üniversite Fonları Ağırlıklı
Türkiye’nin 2024 yılı devlet Ar-Ge bütçesi harcama kalemleri incelendiğinde, “Genel Üniversite Fonları”nın (GUF) bütçede oldukça baskın bir yer tuttuğu görülüyor. Rapordaki karşılaştırmalı grafik, Savunma, Sağlık, Enerji ve Çevre gibi hedeflere yönelik Ar-Ge harcamalarının payının diğer bazı OECD ülkelerine kıyasla Türkiye’de daha sınırlı olduğunu gösteriyor. Bu durum, Türkiye’nin kamu Ar-Ge kaynaklarının önemli bir kısmını temel ve uygulamalı araştırmaların yürütüldüğü üniversitelere yönlendirdiğini, ancak stratejik hedeflere yönelik proje bazlı fonlamanın göreceli olarak daha az yer tuttuğunu ortaya koyuyor. OECD genelinde ise özellikle Enerji ve Savunma Ar-Ge bütçelerinde son yıllarda (2020-24) belirgin artışlar gözlemleniyor.
Sürdürülebilir kalkınma araçlarında da gerideyiz
Rapor, uluslararası bilimsel işbirliğinin ve yetenek hareketliliğinin önemini vurguluyor. Sunulan verilere göre Türkiye, enerji ve çevre Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları (SDG) ile ilgili bilimsel yayınlarda uluslararası işbirliği yoğunluğu ve toplam doktora mezunları içinde uluslararası hareketli mezunların payı açısından OECD ortalamasının altında kalan ülkeler arasında yer alıyor. Bu göstergeler, Türkiye’nin küresel bilgi ağına entegrasyonunu ve uluslararası yetenekleri çekme kapasitesini geliştirmesi için fırsatlar olduğunu gösteriyor.
OECD raporu, Türkiye’nin BTİ alanındaki mevcut durumuna dair önemli veriler sunarken, küresel eğilimler ve zorluklar karşısında politika yapıcılar için de bir çerçeve çiziyor. Raporun genelinde vurgulanan BTİ politikalarında verimlilik, stratejik odaklanma, uluslararası işbirliği ve çeviklik gibi temalar, Türkiye’nin de gelecek dönem BTİ stratejilerini şekillendirirken dikkate alması gereken önemli unsurlar olarak öne çıkıyor. Raporda yer alan Türkiye Cumhuriyeti’nin Kıbrıs konusundaki diplomatik notu da rapordaki uluslararası bağlamı yansıtan bir diğer unsur olarak kayıtlara geçiyor.



